Sokak sessiz gecenin bir saati,kaç bilmiyorum kolumda bir saat yok zaten telefonum desem içtiğim içkiden midir nedir çantamda bulamadım hala.Yürüyorum sokak ne kadar yokuş biraz nefes almak için duruyorum bir sigara daha yakıyorum.Nereye gideceğimi düşünen bir kafadayım.Ama düşünmek yetmiyor yola koyuluyorum nereye gittiğimi bilmeden birkaç adım daha ilerleyip sendeliyorum.Duruyorum olduğum yere çöküyorum ben bulunduğum sokak sessizlik ve uzaktan duyulan araçların eksoz gürültüleri var sadece.Hafiften bir kadın sesi duyuyorum bir serzenişte.Oturduğum yerde düşünüyorum ne farkım var bu boş sokaktan diye
boş bomboş yaşanmışlıkları yalan olup kendini boş sokaklara bırakmış ne yöne bile gidemeyeceğini bilmeyen ben olmuşum.Kalkıyorum duvardan tutunarak ellerim ıslanıyor duvarın üzerindeki sudan o halde bile kızıp söylene biliyorum.Yola devam etmek zor geliyor evlerden birinin kapısını çalıyorum.Kapıyı açan yok sabahın bu saatinde kim neden bana kapıyı açsın ki ben de olsam açmam öl geber pislik ne olduğun belli bile değil seni neden eve alsın ki diyorum kendi kendime kızarak.Yola koyuluyorum zor bela bir caddeye atıyorum kendimi.Bir taksi bulup cebimdeki son parayla beni eve at diyorum ama sızıp yolu tarif edemiyorum adamında beni saatlerce dolandıracak hali yok ya kendimi bir karakolun soğuk sandalyesinde otururken buluyorum.Ayık kafayla kendime küfrediyorum.Hayatımın anlamsız yanına kızıp evin yolunu tutuyorum.