Tuhaf

Hayat ne kadar tuhaf.

Masamda oturmuş düşünüyorum ilk anda boş düşüncelere daldım.Sonra kendime geldim saate baktım 3 dk falan dalmışım.Ama o kadar cok şeyi düşündüm ki sanki bütün hayatımı o 3 dakikaya sığdırdım.Sonra daha bilinçli düşünmeye başladım.Geçmişe gittim,uzun zaman önce yaşadıklarımı düşündüm ölçtüm, biçtim, tarttım.Ve bu yaşa aslında ne kadar cabuk geldiğimi anladım.Sanki hiç cocuk olmamış,okula gitmemiş, mutluluğu, üzüntüyü, güzeli ya da kötüyü ben yaşamamışım da hep şimdi olduğum zamnda burda olmuşum gibiyim.Saçma belki ama zaman zaman bu saçma düşünce kaplıyor içimi. Zaman yaş ilerledikce kavramını yitiriyor aslında.Zaman da insanlar gibi yaşlanıyor.Herkesin zamanı kendine göre ama kısa.Yaşadığın zamandan geriye bakmak sadece saniyelerini alıyor insanın.Ama yıllar var  önümde diyebiliyoruz.Yıllar geçtikten sonra geriye baktığımız da göreceğimiş tek şey saniyeler aslında.

Aldous Huxley Sözlerinden

 Atasözleri olsun kişilerin söylediği ve insanların hayatına yön veren herhangi bir söz olsunbenim için bir anlam içeriyorsa hep sevmişimdir.Çünkü böyle sözler insanı gerçekden de kamçılar teşvik erer.Ben kitap okurken kalem kullanan insanlardanım okuduğum kitaplarda beğendiğim her kelimenin altı çizilmiştir.Hayatım için önemli bulurum bu davranışımı.Ve kitaplarını cok beğendiğim Aldous Huxley nin o güzel sözlerinden bazılarını da sizinle paylaşmak istedim.



* Bundan 20 yıl sonra yaptıkların değil yapamadıkların için üzüleceksin. Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgarı yakala araştır düşle keşfet.

* Düşün onları seyredecek birileri olmasaydı kaç kişi Mercedes otomobil alırdı.

* Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir. Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur.

* Yapabileceğin kadar söz ver. Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap.

* Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.

* Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle.

* Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır.

* Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir.

* Şans bukelamun gibidir. Biraz zaman tanı mutlaka değişecektir.

* "Tarihte en etkili 100 kişi" adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz tek şeyin zaman olduğunu hayretle gördüm.

* Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan bu belki bütün gün hırladığın içindir.

* Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden elindekilerle başla.

* Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim.

* Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven.

* Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiçkimse söylemedi ki uçuyor.

* Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar sonunda en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.

* Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme!

* Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir.

* Hayatta ya tozu dumana katarsın ya da tozu dumanı yutarsın.

* İyi çalışan sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder.

İnsanin tum evrende kesin olarak duzeltebilecegi tek bir sey vardir: kendisi.

Can sıkıntısı

Bu sabah istanbul o kadar sessiz, sakin ki camdan baktım bir ürperdim.Sanki birşeyler olmuş da yeryüzünde birtek ben kalmışım gibi. Uzun uzun denize baktım sessizliğ yardım kendi içimde.Camın önünden geçen kuş sürüsü bozdu sessizliği, gözlerimi kapadım ve cocukluğuma gittim bir anlık.Mutlu olmak içimi ısıttı.Akşam içtiğim şarapdanmıdır nedir hala bir sıckak içim.Bay K. nın doğumgünüydü bu sene başbaşa kutladık.Yani şarabın da bir etkisi var bu sabahki nahoşluğumda.Sabahın ikinci ışıkları süzülüyor evimize ama ben öylesine miskinim ki bu gün  bir koltuktan ancak ötekine gecerim.Ama yok yok en iyisi dışarıya cıkmak. Bu 9 günlük tatili heba etmemeliyim, hatta erkenden kalkıp günün çabuk bitmemesi için uğraşmalıyım nasıl olsa haftaya bu saatlerde, iş yerinde masamda uf tatilden sonra da iş hiç cekilmiyor diye söyleniyor olacağım.

Yılmaz ÖZDİL 'in yazısını paylaşmadan edemedim

Ekim 2007, İzmir.
Alsancak’ın en meşhur dövmecisi Köprüaltı’na gençten biri girer, kolunu sıyırır, dirseğine doğru Mustafa Kemal’in imzası vardır, bir bankada çalıştığını, bu dövme yüzünden işten atılmakla tehdit edildiğini anlatır, tırsmıştır, ekmek parası filan diye ağlar, “silin” der.

*

Hep söylerim, ekmek parası diye ağlayanın maaşını, tavuk gibi buğdayla ödeyeceksin!

*

Adeta bomba düşer dövmeci dükkânına... “Bu gördüğün eller Atatürk’ü yazar, Atatürk’ü silmez” deyip, kapı dışarı ederler. Ve, internet sitelerinden alenen duyururlar: “Ey ahali, madem öyle işte böyle, bugünden itibaren burada, Atatürk’ün imzası bedava!”

*

İlk kim, nerede yazdırdı bilmiyorum ama, Atatürk imzasının furya haline gelmesinin miladı, bu olaydır.

*

Bir ödlek geri adım attı...
On binlerce cesur öne çıktı.

*

Atatürk’e sövme modası...

Dövme modası yarattı.

*

Köprüaltı örnek oldu, İzmir’de yapılan Atatürk dövmesi, 50 bini aştı. Yetişemiyorlar, her gün 30-40 kişi kazıyor vücuduna... Omuzuna, bileğine, iman tahtasına, kalbinin üstüne... Doktor var, avukat var, öğrenci, dekan, ev kadınları var. İstanbul’da patladı... Ankara, Antalya, Bursa, Trabzon, Muğla, Eskişehir dövmecileri artık neredeyse sadece bu imzayı kazıyor. 29 Ekim’lerde, 10 Kasım’larda Mustafa Kemal için ücretsiz çalışan 200’ün üstünde dövmeci var.

*

Dini gerekçelerle dövme yaptırmayan, otomobiline yapıştırıyor. Taksilerin camlarında... Motosikletine, hatta, bebe arabasına yazdıranı görüyoruz. Atatürk imzalı küpe kulaklarda, rozet yakalarda.

*

Ölümünün üzerinden taaa 72 sene geçtikten sonra, hiç tanışmadığı, hiç görmediği insanların bedenine imzasını atan bir başka lider var mı dünyada?

*

Neymiş, işten atarlarmış...
Bizim işimiz Atatürk.

*

Memleketimin güzel kadınları, giydirin çocuklarınızı güzel güzel, doğum günüdür bugün... Çünkü, her 10 Kasım, aslında 19 Mayıs’tır... Cumhuriyet dediğin, korkak babalar tarafından kaybedilir, yürekli evlatları tarafından geri alınır.

Mustafa Kemal, ilelebet payidardır.

Metrobüs çilesi

Her sabah arabayla eşim beni şirkete bırakıyor.Son bir aydır E5 karayolunu kullanıyoruz.Ya bir allahın kulu bir yetkili şu avcılar metrobüs köprüsünü görmez mi?İnsanlar karınca sürüsü gibiler adım adım ilerleyen bir köprüde koloni halinde hareket ediyorlar.O köprü o kadar insanı daha ne kadar taşır bilmiyorum el insaf ya o insanların günahı ne ki onlara o eziyeti cektiriyorsunuz.Ben her gün ordan gecereken cok sayğıdeğer belediyecilerin kulaklarını cınlatıyorum eminim o insanlarda cınlatıyordur.
Kulak cınlamalarınızı bizden biliniz:)

Ve yinemi

Ya vallahi ben bu cumartesileri calışmaktan cok sıkıldım.Patron milleti gel der kendi gelmez,Bütün resmi tatillerde biz sefilleri calıştırır.Ama bu nedir ya böle zaten hava da bunaltıcı off off sabah yataktan kalkmaya halim yoktu vallahi.Ama masamda calışmamı gerektirecek o kadar iş olmasına rağmen, bu gün cumartesi diyen iç sesim beni bir türlü bırakmıyor.Bırak diyorum ama dinleyeceğe de  pek benzemiyor napım bende kıramıyorum onu takılıyoruz öylece:))